Düşüncelerin Neyse Hayatın Da Odur...

Her ne kadar karmaşık gibi görünen bir organizma olsak da kendimizi zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal olarak dengede tutmayı başardığımızda karmaşıklıktan çıkacağız ve hayatımız bir çok yönde pozitif olarak kendiliğinden değişim gösterecek. Değişimin olabilmesi için tabi ki önce değişmeyi istemeliyiz. 

Hayatımızı basitleştirmeli ama bayağılaştırmamalıyız.



Kendimizi ne kadar tanıyoruz, kendimizle ilişkimiz nasıl?
Kendimize karşı iyi miyiz yoksa en katı cezaları hep kendi kendimize mi veriyoruz?
Hiç kendimizi keşfetmeyi düşündük mü? 

Kendimizle uyum halinde miyiz?
Çıkıntılarımızın, kusurlarımızın farkında mıyız?
Peki bunları hiç törpülemeyi istedik mi?
Bugün kendimiz için ne yaptık?

Bugün başkaları için ne yaptık?
En son ne zaman sevdiklerimize sevdiğimizi söyledik?
Ya da bunu hiç kendimize söyledik mi?
Çevremizle olan ilişkimiz bizi tatmin ediyor mu ve kendimizi doğru ifade edebiliyor muyuz?
Bu soruların cevaplarını kendimize vakit kaybetmeden verelim. Farkındalık her an her yerde gerçekleşebilir. 


Konfüçyus der ki; "Dostların arasındaki uyumsuzluk toplumsal seviyeye çıktığında savaş olur." Kendimizle çatışma halindeyken başkalarıyla iletişimimizde uyumlu olmayı nasıl düşünebiliriz. Ahengi yakalanmaya değil yaratmaya çalışmalıyız... 


Eğer tek başımıza bir mağarada yaşamıyorsak sosyal olmak, iyi geçinmek, bilgili olmak ve kendimizi yenilemek zorundayız. Hayatımızdaki olumsuzlukların iyileşmesini istiyorsak başkalarının ve şartların değişmesini beklemek yerine önce biz değişmeliyiz. Değişim kendimizde başlar. Bilinçaltımız ne düşünüyorsak bizi ona yönlendirir. 


.............................

İyi ol,
İyi ol ama çok iyi olma.
Birazcık huysuz ol fakat çok değil.
İçinden geliyorsa dua et.
Eğer sana rahatlık veriyorsa arada bir küfür de et.
Etrafındakilere mümkün olduğunca dostça davran, müşfik ol.
Eğer bir gün kötü davranmanı gerektirecek bir durum karşısında kalırsan;
Bağır, çağır, kır, dök ve unut!
Her zaman ve her yerde eline geçen bütün saadeti yakala, 
En ufak parçanın bile kaçmasına izin verme.
Yaşa! her şeyden önce yaşa!
Sırf tesadüfen bu dünyaya gelmiş olduğun için, laf olsun diye günlerini geçirme.

Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan;
Bütün kalbin, ruhun ve bedeninle sev!
Hayatını o şekilde yaşa ki, her an kendi elini sıkabilesin.
Ve her gün faydalı olan hiç olmazsa bir şey yap ki,

Gecelerin yaklaşırken örtüyü üzerine çekip kendi kendine,
"Ben elimden geleni yaptım" diyebilesin.
Düşüncelerin neyse hayatın da odur.
Hayatının gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.
                                                                                      William Shakespeare 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Doğmuş Kedi Buldum Ne Yapmalıyım?

Platonik Aşk'a adını veren Aşk, Platon'un Aşkı // Rafet Elçi

Şölen-Dostluk // Platon