Çırılçıplak Aşk - Aret Vartanyan


Çırılçıplak Aşk
Yazar:
Aret Vartanyan
Yayınevi: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 304
Basım Tarihi:
Ekim 2013
Türü:
Kişisel Gelişim

Tanıtım Yazısından

Ya Her Şey Aşktı Ya da Aşk Hiçbir Şeydi!
Seni de, beni de fena kandırdılar. Aşk diye bize anlattıkları, hayallerini kurdukları gerçek aşk değildi. İnsanın insana duyduğu aşk, " yasak elma " nın ta kendisiydi... Önce kadın ısırdı elmayı, sonra erkek ve her şey bu andan sonra şekillendi.

........................................................................

Kitap hakkındaki düşüncelerim,

Öncelikle kitap hakkında ilk söylemek istediğim şey kitabın gerek kapak resmi gerekse rengi ve adından dolayı insanda oluşan algının aksine aşk romanı veya erotik roman kategorisinde değerlendirebileceğimiz bir roman olmadığıdır. Kitap tamamen bir bütün olarak aşkı ele alan, kısır bir şekilde sadece insana duyulan aşktan bahsetmeyen, insanın aşkı en doğru şekilde yaşayabilmesi için önce kendini sevmesi ve özgür kılması gerektiğinden bahsediyor. Çırılçıplak Aşk derken kendin olarak neysen o olarak en samimi halinle yaşanan aşktan bahsediyor yazar. Ya da yaşanması gereken...
İnsanların aşksal konularını, hislerini, yaşadıklarını veya kendiyle olan iç hesaplaşmalarını değil başkalarına rahatlıkla ifade edebilmek kendine bile ifade edemediği hatta itiraf edemediği bir toplumda yaşadığımız gerçeğini düşünürsek, yazarın yalın ve samimi dil kullanarak aktarımı, okuyucuda sanki yaşadıklarının aynılarını yaşamış bir arkadaşıyla dertleşiyormuş hissiyatı bırakıyor.
Aşk hayatında sorunlar yaşayıp nasıl düzeltebileceğini arayan, aşkı yeni yeni tatmaya başlayan, hayal kırıklıkları yaşayan, kendini tanımak ve bulmak isteyen veya yolunda giden mevcut aşk hayatının kalitesini yükseltmek isteyen herkesin severek okuyacağı, kendinden bir şeyler bulacağı bir kitap.
Kitapta altını çizdiğim, not aldığım yerlerin yanı sıra yazım hatalarının da altını çizdiğim oldu.



Kitapta beğendiğim pasajlardan bir kaçı,

* Yaraları olmayan bir insan yaşamamış bir insandır.
* Çevremizdekilere muhteşem akıl veririz de kendimize bir şey diyemeyiz. "Yaşam muhteşem, takma kafana, gittiyse gelir, gelmezse zaten senin değildi." deriz de kendimize dilsiz kalırız. İnsanlara teselli kaynağı olabilir, kendi yaramıza merhem bile olamayız. Her insan hata yapar diye akıl veririz de kendi hatalarımızın cezasını her gün kendimize çektiririz. Ne de olsa öğretmek, öğrenmekten kolay gelir.
* Bir köpeğin başını dizlerinin arasına sıkıştırıp onunla göz göze geldiğin anda aşkı görürsün.
* Eşi göğüs kanseri olduğunda, göğüsleri alındığında, bunu aldatmasının sebebi olarak gösteren, köpeğinin bacağı kesildiğinde onu ormana bırakan insanlarla aynı sokaklarda yaşıyoruz.
* Bir tarafın neredeyse köle olarak alındığı, hakim bir tarafın olduğu birliktelikler ilişki değil zaten!
* İniş yaparken yalnızca inişte olduğunu gösteren işaretlere bakmamak gerekir. Çünkü yalnızca olumsuzlara odaklamak onların daha çok görülmesine, daha çok görülmesi ise daha çok aranmasına neden olur. Böylelikle olumlular giderek görülmemeye ve yalnızca olumsuzlar fark edilmeye başlanır. Özetle, yaşamda ne aranırsa bulunacak olan o olacaktır. 
* İlişkiye başladığında her şey o ilişki... Çocuğun olduğunda her şey çocuğun... Sonra yeniden kendinle kalmak isteyeceksin. Bu bir denge. Bu bir sorun değil, bu muhteşem bir denge.

Puanım 5 üzerinden 3













Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Doğmuş Kedi Buldum Ne Yapmalıyım?

Platonik Aşk'a adını veren Aşk, Platon'un Aşkı // Rafet Elçi

Şölen-Dostluk // Platon