Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi (NGBB)

Geçtiğimiz Mart'ın son Pazar günü şimdiye kadar varlığından bile haberdar olmadığım bir botanik bahçe gezisi yaptım ve hayretler içinde eve döndüm. Neden mi? Öncelikle tahminimden çok daha büyük ve güzel bir alan çıktı. Buranın Ataşehir'de ve çok eskiden beri var olan bir yer olması İstanbul'lu biri olarak benim bundan bihaber olmam beni çok şaşırtan ikinci sebep oldu. En ufacık bir yeşil alanın bile betona dönüştürüldüğü bu dönemde yeşilin her tonunu, çiçeğin her türlüsünü, ağaçların en büyüğünü görebileceğim böyle büyük bir alanın sağ salim kalması hatta iyileştirmek ve daha da güzelleştirmek için gönüllü çalışmaların yapıldığını öğrendiğimdeyse burası benim ülkem mi yahu dedim niye yalan söyliyim. Evet ülkem için belki küçük ama benim için büyük bir tatlılık burası :)

Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi 1995 yılında Ali Nihat Gökyiğit tarafından eşinin adına "hatıra parkı" oluşturmak amacıyla kurulmuş. Daha sonra amaç değiştirilerek botanik bahçe olması yönünde çalışmalar yapılarak 2002 yılında ziyarete açılmış ve bugünkü ismini almış.

Botanik Bahçe, İstanbul Anadolu yakasında Ankara otoyoluyla Atatürk ve FSM köprülerinden gelen otoyolun birleştiği kavşakta bulunuyor. Üzerinde bulunan adacıklardan oluşuyor.

Bu adacıklar;
Merkez Ada (Burada kemeriye, çitli bahçe, kaya bahçesi, meyve bahçesi, kurak ve çorak bahçe, nilüfer havuzları, soğanlı bitkiler koleksiyonu vb. görebilirsiniz)

Ertuğrul Adası (Burada anıt zeytin ağacı, sakura ağaçları, kardeniz bahçesi, vb. görebilirsiniz)
* Zeytin ağacının yaşı tam olarak bilinmiyor ama iki ağacın birleşmesinden oluştuğu için Türk-Japon dostluğunu temsil ediyormuş.

Mesire Adası (Burada çocuklar için keşif bahçesi, piknik alanları bulunuyor)

İstanbul Adası (Burada İstanbul Boğazı canlandırması, 18. yy İstanbul konak bahçesi, mahalle çeşmesi, amfi tiyatro, vb. görebilirsiniz)
* Burada size hoparlörden de olsa kuş cıvıltıları eşlik ediyor :)

Arboretum Adası (Türkiye'nin bitki coğrafyasına göre endemik odunlu bitkiler yer alıyor)

Meşe Adası (Dünyanın en büyük meşe ağacı koleksiyonu olmayı amaçlanıyor şuan için 661 meşe ağacı bulunuyormuş. 22 doğal 14 egzotik toplam 36 meşe taksonu bulunuyormuş)

Sürekli genişletmek, çoğaltmak ve düzenlemek için çalışmalar yapılıyormuş belki de daha benim göremediğim yerlerde başka adacıklar da vardı ya da yapım aşamasındaydı bilemiyorum. Benim görüp hatırladıklarım bunlardan ibaretti.

İstanbul'da doğal ortamlarda ne bir çiçek ne bir ağaç ne bir göl ne bir toprak artık hiç göremeyeceğimi düşünürken rengarenk çiçeklerin yapay da olsa bir gölün hatta kazların, ördeklerin, tavus kuşlarının, nilüfer havuzlarının, daha önce hiç görmediğim çeşit çeşit ağaçların olduğu kocaman bir bahçenin içinde olmak neredeyse cennette mi düştüm acaba diye düşünmeme sebep oluyordu ki otoyoldan geçen araçların sesleri dünyadan Gülçin'e dünyadan Gülçin'e diye anons eder gibi kendime getirdi beni. Yani orası gerçek olamayacak kadar güzel ama bir o kadar gerçek.

İzin gününüzde alın sevdiğinizi, çocuğunuzu, eşinizi dostunuzu biraz da azık koyuverin sırt çantanıza hem doğa yürüyüşü hem piknik hem de tanışma olur, bilmediğiniz bitkilerle selamlaşırsınız orada.

Harika fotoğraflar çekebileceğinizi de ayrıca belirtmek isterim. Anlatmakla çok olmuyor bence siz en iyisi gidin görün derim.

Sevgiyle kalın...











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yeni Doğmuş Kedi Buldum Ne Yapmalıyım?

Platonik Aşk'a adını veren Aşk, Platon'un Aşkı // Rafet Elçi

Şölen-Dostluk // Platon